Sıkça Sorulan Sorular

Gümüş, eski çağlardan beri kullanılan değerli bir madendir. Altın ve bakırdan sonra keşfedilmiş olan gümüş, geçmişten günümüze geniş bir kullanım alanı bulmuştur. Gümüşün element tablosundaki simgesi Ag’dir. Parlak ve beyaz bir yapıya sahip olan gümüş madeni, oldukça dikkat çekici ve göz alıcıdır. Gümüş paslanmaz ve tüm metaller arasında en beyaz olan madendir.
Gümüşü tam parlattığınızda kusursuz bir yansıtıcı yüzey elde edersiniz. Bu özelliği sebebiyle optik ayna yapımında da kullanılır.
Gümüş iletken özelliğe sahiptir, elektriği en iyi ve en hızlı ileten madenlerdendir. İnsan vücudunda bulunan negatif enerji gümüşün etkisiyle dağılır ve kişinin rahatlamasına yardımcı olur. Gümüşün iletken bir madde olması ve ısıyı hızlıca iletiyor olması sebebiyle, tekstil ürünlerinde de gümüş kullanılır.
Gümüşün en önemli özelliklerinden bir diğeri ise antibakteriyel olmasıdır. Gümüş mikrop, virüs, bakteri barındırmaz, sağlıklı bir ortam sağlar. Antibakteriyel olduğu için sağlık alanında da yoğun olarak kullanılan gümüş kuvvetli bir antiseptiktir.

Gümüş, yumuşak bir maden olduğu için, işlenmesi kolaydır.
 
Gümüş pek çok farklı alanda kullanılan bir madendir. Gümüş madeninin kullanım amacına göre farklı ayarlarda üretimi yapılır. Ayar farklılığı, üretim aşamasında yapısal bazı değişiklikler yapılarak sağlanır. Ayar farklılığının temel nedeni, şekil vermeyi kolaylaştırmaktır. Gümüş ayarı nedir diye bakacak olursak, kullanılan gümüş eşyanın hangi oranda gümüş içerdiğini belirten ayardır diye tanımlayabiliriz.
Gümüş ayarlarında uluslararası standartlar vardır ve ayarlarda genellikle binlik sistem baz alınmaktadır. Binlik sistem 750, 800, 925, 950 ve 1000 gibi değerler ile gösterilir. 1000 ayar gümüş, içerisinde farklı element ve metal bulunmayan saf gümüştür yani bu değer gümüşün saf olduğunu belirtir. Gümüş madeni ticari amaçla kullanılacak ise 999 veya 1000 saflıkta olmalıdır. Sertifikalı gümüşlerin ayarları ise 999’dur.
Gümüşün saf hali (1000 ayar) oldukça nazik bir yapıya sahip, esnek ve yumuşak olduğu için pek dayanıklı değildir. Bu nedenle bakır gibi madenler ile karıştırılıp sertleşmesi ve kolay şekil alması sağlanır. Böylece hem daha rahat işlenebilir hale gelir hem daha uzun ömürlü olur.

Gümüş ayarları içinde en fazla kullanılanı ise 925 ayardır. 925 ayar gümüş ibaresi, ilgili eşyanın içerisinde yüzde 92,5 oranında gümüş kullanıldığını ifade eder, yüzde 7,5 oranında ise bakır kullanılır. 
 
Evet, gerçek gümüş zamanla kararır. İlk aldığımızda pırıl pırıl ve göz alıcı olan gümüşler zamanla kararmaya ve koyu bir renk almaya başlar. Peki, gümüş neden kararır?
Gümüş, doğadan 1000 ayar olarak çıkarılır, bu gümüşün en saf halidir. Gümüş saf halinde parlak ve çok açık renktedir. Ancak gümüşün doğadan çıkartıldığı hali çok yumuşak ve narin olduğu için bu şekilde işlenmesi ve şekil verilmesi oldukça zordur.
Gümüşü sertleştirerek daha dayanıklı ve daha kolay şekil verilebilir hale getirmek için gümüşe bakır ve alloy gibi maddeler karıştırılır. İşte gümüşün gerçek kararma sebebi de gümüşe katılan bu maddelerdir.
Gümüş, yapısı sebebiyle kararmaya müsaittir. Kararmasının sebebi havada bulunan kükürt, sülfürik ve hidrojendir.

Özetle gerçek gümüş ürünlerin kararması doğaldır. Gümüş parlatma beziyle, gümüş ürünler kolayca yeniden parlak ve ışıltılı hallerine kavuşturulabilir.
 
Öncelikle gümüş ürünlerin üzerinde ayar ve üretici firma damgasının olması şarttır. Bu bilgi, size ürünün gerçekten gümüş olduğunu söyler.
Buna rağmen şüphe duyuyorsanız, ürünün gerçekten gümüş olup olmadığını anlamanın kolay ve zahmetsiz bir yolu var. Bu da, gümüşün doğasında saklı olan bir ipucu. Gümüşün doğasında kararma vardır ve gerçek gümüş bekletildiğinde, özellikle de nemli ortamda bekletildiğinde kısa sürede kararır. Eğer aldığınız tasarım uzun süre beklettiğiniz halde kararma yapmıyorsa gümüş olmadığından emin olabilirsiniz. Ayrıca kararan gümüş çok basit gümüş temizleme yöntemleriyle eski rengine dönebilirken diğer madenler için bu çok zor hatta kimisi için imkansızdır.
Beklemek istemiyor ve yanıtı hemen öğrenmek istiyorsanız, size en yakın kuyumcuya ve gümüşçüye ürünü gösterebilir ve gerçekten gümüş olup olmadığını öğrenebilirsiniz. Gümüşün, kendine has mavi ve grimsi bir rengi vardır. Gümüşün gerçek olup olmadığını anlamak uzmanlık işidir, size en doğru yanıtı uzmanlar verecektir.

Gümüşün gerçek gümüş olduğunu anlamanın bir diğer yolu ise gümüşü mıknatısa tutmaktır. Gerçek gümüş mıknatısı çekmez. Eğer ürününüz mıknatısı çekiyorsa, gümüş olmadığından emin olabilirsiniz.
 

Gümüş ürünlerinizi kullanmadığınız zamanlarda, hava ve ışık ile temasın minimize edildiği ortamlarda saklayabilirsiniz.

 

Gümüş ürünlerinizi, hafif nemli ve yumuşak bir bezle yumuşak bir şekilde ovarak temizleyebilir ve parlatabilirsiniz. Gümüş ürünlerinizi asla ıslak bırakmayın ve temizliği için deterjan, alkol gibi kimyasal maddeler kullanmayın. Gümüş ürünleri bulaşık makinasında yıkamayın, kaynatmayın. Gümüş ürünlerinizi temizlemek için bir diğer yöntem ise bir gümüş parlatma bezine (pamuklu bez de bu ihtiyacı karşılar) gümüş parlatma kremi ilave edip, yumuşak bir şekilde gümüş objeyi ovalamaktır. Böylelikle gümüş eski rengine kavuşur. Gümüş parlatma bezi ve kremini, bazı büyük marketlerde ya da kuyum malzemesi satan mağazalarda bulabilirsiniz.
Gümüş, iletkenliği en yüksek metallerden biridir, elektriği çok iyi iletir. Vücuda temas eden gümüş ürünler, bedende birikmiş olan negatif iyonları alarak kişinin rahatlamasına yardımcı olur. Ayrıca gümüş, radyasyona karşı da koruyucu özellik taşır. Gümüş, bakterileri temizler, mikropları öldürür. Gümüşün antibakteriyel özelliği çok eskiden beri bilindiği için zehirlenme korkusu olanlar suları gümüş kaplardan içmişlerdir. Gümüş kapta bir süre bekletilen su, mikrop ve zehirden arınır ve güvenle içilebilir hale gelir. Mesela uzmanlar, mikroplara karşı daha savunmasız olan bebeklere gümüş bardakta su verilmesini tavsiye ederler. Gümüş mama tabağı ve gümüş mama kaşığı kullanılmasının başlıca sebebi de budur. Gümüşün değerini ve önemini en iyi anlatan söz “Ağzında gümüş kaşıkla doğmak” deyimidir. Çok eski zamanlardan beri anneler, bebeklerini mikroplardan korumak için ellerine gümüş kaşık verir ve onu emmelerini sağlar. Ancak bunu ancak zengin olanlar yapabildiği için, “ağzında gümüş kaşıkla doğmak” deyimi “doğuştan kısmetli” anlamında günümüzde hala kullanılmaktadır. Çok eskilerden beri gelen gümüş tabak, kaşık, çatal kullanma alışkanlığı da yine gümüşün mikrop barındırmama özelliğinden kaynaklanmaktadır. Örneğin Grekler yemek ve su kaplarını bakterilerden temizlemek için gümüşten yararlanmışlardır. Bilim adamları tarafından yapılan çeşitli araştırmalarda, hiç bir mikrobun gümüşe altı dakikadan fazla dayanamadığı defalarca tespit edilmiştir. Gümüşün antiseptik ve anbtibakteriyel olması, pek çok alanda güvenle kullanılmasını sağlıyor. Örneğin ameliyat aletlerinin gümüşten yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde su filtrelerinde gümüş folyolar kullanılmaktadır, vs… Pandemi nedeniyle hayatımızın tamamen değiştiği ve yeni normallerin oluştuğu günümüzde artık hepimiz kaçınılmaz olarak maske takıyoruz. Mesela en sağlıklı bez maskenin gümüş iyonlu maskeler olduğu uzmanlar tarafından da sıkça belirtiliyor. Tamamen saf gümüşten yapılmış bir yüz maskesi, virüs ve bakterilerden korunmamızın en sağlıklı yoludur.
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Yükleniyor...